05 Nisan 2019

Doç. Dr. Yunus Emre Gürbüz

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde “7 Nisan Halk Devrimi Anma Günü” düzenlendi. Rektörlük Konferans Salonu’nda Orta Asya Araştırmaları Merkezi (ORASAM) tarafından 5 Nisan 2019’da gerçekleştirilen programa Rektör Prof. Dr. Sebahattin Balcı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Anvarbek Mokeyev, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Seminerin açılış konuşmasında Prof. Dr. Sebahattin Balcı, 7 Nisan Halk Devriminin canlı tanıklarından olduğunu aktardı. Yaşananları ve tecrübelerini paylaşarak, “Kırgızistan’ın Nisan 2010’dan sonra istikrarlı bir döneme girdiğini ve bu dönemin toplumu kendi kendine yeter hale getirdiğini söyledi.” İstikrarın, birliğin ve beraberliğin toplumları ilerlettiğine vurgu yapan Rektör Balcı, Türk dünyası gençlerinin de KTMÜ’nün huzur ikliminde yetiştiğini, bu gençlerin hem Kırgızistan’ın hem de Türk dünyasının aydınlık geleceğini inşa ettiklerini dile getirdi. Açılış konuşmasının ardından ORASAM Başkanı ve Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Muratbek Kocobekov moderatörlüğünde “7 Nisan Halk Devrimi” konulu bir panel gerçekleştirildi. Panelistlerden Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Emre Gürbüz, “Kırgızistan’da 7 Nisan Halk Devrimi, Çoğulculuk ve Siyasi İstikrarın Korunması” ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğr.Gör. Dr. Altınbek Coldoşov da “7 Nisan Halk Devrimi Perspektifinden Kırgızistan’da Uygulanan Parlamento Seçim Sistemleri” başlıklı sunumlarını yaptı.

Sunumuna “Nisan 2010’da gerçekleşen halk devrimi Kırgızistan’ı anlamamıza nasıl yardımcı olur?” sorusu ile giriş yapan Doç.Dr. Gürbüz konuya Kırgızstan’ın bağımsızlıktan sonraki siyasi yapılanmasını, seçim süreçlerini ve liderlerini tanımlayarak devam etti. “Neden Kırgızistan’da otoriterleşmeye karşı direnç var? İsyanlar nasıl başarıya ulaşıyor? İstikrar nasıl tekrar tesis ediliyor?” soruları üstünden sunumuna devam eden Gürbüz, çoğulcu bir temele sahip olan Kırgız toplumunun otoriterleşmeye karşı durmasının altında yatan nedenleri tarihi arka plan, coğrafi yapı, bağımsızlık sonrası ekonomik ve siyasi reformların ve büyük gelir kaynaklarının eksikliğine bağlayarak açıkladı. Devrimlerin Kırgız toplumuna ve kültürüne zıt düşen siyasi iktidarın otoriterleştirilmesi çabası, yoksulluk ve ekonomik sorunların birikmesi neticesinde ortaya çıktığı ve başarıya ulaştığını açıkladı. Devamında Kırgız toplumunun ve siyasetçilerin iletişime açık, esnek, ittifaklar kurabilen bir yapıda olması sayesinde iç savaşa düşmeden, istikrarlı şekilde yolunu sürdürdüğünü açıkladı. Gürbüz “Kırgızistan, çoğul bir toplumsal yapıya sahip, bu nedenle en uygun sistemin çoğulcu bir siyasal sistem olduğu bir ülke… Kırgızistan, iki defa çoğulluğu ve çoğulculuğu korumak için Orta Asya’da görülmedik şekilde halk devrimi gerçekleştirdi! Temennimiz, Kırgızistan’ın sorunlarının çözüldüğü, daha olgun bir demokratik sisteme doğru yoluna devam etmesidir”, diyerek konuşmasını sonlandırdı.