05 Ocak 2018

Dr. Azamat Temirkulov

 13 Aralık 2017 tarihinde düzenlenen seminerde siyaset bilimi doktoru Azamat Temirkulov ‘Kırgızistan’ın Yeşil Gelişim Modeli’ adlı rapor okudu. Yaptığı konuşmada ülkenin gelişmesi için önerilmekte olan birkaç projelerin üzerinde durdu.

Konuşmacıya göre, Kırgızistan komşu ülkelere nisbeten sınırlı doğal kaynaklara sahip bir ülke olduğundan dolayı ancak güzel doğasını kullanarak gelişebilir. Bizim en önemli avantajımızın temiz bir çevre, temiz hava ve su olduğunu belirtti.

 ‘21.yüzyılda zengin ülke olarak güzel doğasına sahip olan ülkeler sayılır. Kırgızistan bu anlamda çok önemli yerdedir. Fakat biz doğal kaynakları bilinçsizce kullanmaktayız. Her yıl ormanlarımızın % 4, buzulların elli yıl sonra % 50 oranında azalması öngörülmektedir. Böyle zararlı etkilerden kurtulmanın tek yolu dağlarımızı ağaçlandırmaktır. Örneğin, 2000 metrelik yüksekliğe kadar ceviz ve meyve ağaçları, daha yükseklere çam ağaçları dikilmelidir.’

 Konuşmacı böylelikle turizm sektörünün de gelişiceğini belirtti. Eğer turizmden elde edilen gelir devlet bütçesinin %30 oranına yükselirse ekonomi iyi bir şekilde gelişir. Azamat Temirkulov Kırgızistan’ın dağlarında rodos ve termal sunun bulunduğu yerlere sağlık tesislerini kurma,  organik taze meyve ve sebze yetiştirme ve ağaç işleme sanayisininin gelişimi üzerinde ilginç bir söyleşi yaptı.

 

25 Aralık 2017

Özbekistan Cumhuriyeti‘nin Kırgızistan’daki Büyükelçisi - Komil Rashidov konuk olarak davet edildi. 2013 yılında büyükelçi olarak görevine başlayan Sayın Büyükelçi çeşitli alanlarda Kırgızistan ve Özbekistan arasındaki işbirliği hakkında konuşma yaptı.

Konuşmasında Büyükelçi, son yıllarda Kırgızistan ile Özbekistan arasındaki istikrarlı ekonomik ilişkilerin yasal dayanağının güçlendiğini kaydetti. Ona göre, Kırgızistan ile Özbekistan arasındaki devlet sınırları konusundaki anlaşmanın onaylanması, dış politika konularında özellikle önemli bir belgedir. Her şeyden önce, bu belge karşılıklı saygı ve dostça ilişkilerin eşitliğe dayalı, işbirliği ve iki devlet arasında iyi komşuluk ilişkilerinin daha da güçlenmesine yöneliktir.

Ayrıca, büyükelçi Kırgız-Özbek ticari ve ekonomik ilişkilerin dinamik gelişimin vurguladı ve 2017 geçmiş döneminde iki ülke arasındaki ticaret hacmi % 60 oranında artarak 170 milyon dolara eriştiğini hatırlattı. Ona göre, Özbekistan ve Kırgızistan ticarette birbiri için önemli ortaklar olarak kabul ediliyor. Günümüzde, bu ilişkileri sağlamlaştırmak için elverişli bir atmosfer yaratılmıştır ve karşılıklı yarar sağlayan işbirliğinin ölçeğini genişletmek için her fırsat bulunmaktadır.

Buna ek olarak, ülkelerin verimli ulaşım yollarının bölgede geliştirmeye yönelik iş yürütmekte olduklarını, ticaret ve ekonomi, ulaştırma ve haberleşme sektörlerinde işbirliğinin geliştirilmesi için önemli olan Kırgızistan üzerinden Özbekistan’ı Çin'e bağlayan ‘Andican-Oş-Kaşgar’ demir yolunun inşaasının önemini de vurguladı.

Bugüne kadar, çeşitli alanlarda Özbekistan ve Kırgızistan arasındaki işbirliğinin yasal çerçevesini hızlandırmak için 154 anlaşma ve düzenleme bulunmaktadır. Bütün anlaşmalar ülkelerin toprak bütünlüğünü, iki ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini güçlendirmek ve ilişkileri her alanda geliştirmek  amaçıyla oluşturulduğunu belirtti.  Seminer programı, öğrencilerle soru-cevap interaktif bölümüyle tamamlandı.

19 Ekim 2017

Doç.Dr. Yunus Emre Gürbüz

Giresun Üniversitesi'nde KTMÜ Rektörü Prof. Dr. Sebahattin Balcı’nın Başkanlığını yaptığı Merkezi Asya Üniversiteler Birliği’nin (MAÜB) Yönetim Kurulu kararı ve desteğiyle Karadeniz Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi (KARASAM) ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi  tarafından “Türkiye – Rusya İlişkileri” alt başlığı ile "7. Uluslararası Karadeniz Sempozyumu" gerçekleştirildi.

MAÜB Genel Sekreterliğini de yürüten ORASAM Başkanı Doç. Dr. Yunus Emre Gürbüz “Osmanlı ve Rusya arasındaki Prut ve 1768-1774 Savaşlarının Günümüz Tarih Eğitimindeki Yeri: Türkiye ve Rusya Ders Kitaplarının Karşılaştırmalı Analizi” başlıklı bir bildiri sundu. Bildirisinde Doç. Dr. Gürbüz kısaca şunları söyledi: “Osmanlı ve Rusya arasındaki ilişkilerin 1491 yılında başladığı kabul edilmektedir. Rusya ile Osmanlı’nın geniş topraklarda hüküm sürmüş olması, onları zaman zaman çıkar çatışmaları içine de sokmuş ve bu uzun süre zarfında iki devlet arasında dokuz büyük savaş yaşanmıştır. Aslında 525 yıllık bir süreden söz ederken yaşanan savaş sayısının dokuzda kalması, bu tarihsel sürecin büyük kısmında diplomasi ile çatışmaların engellenebildiğini göstermektedir; demek ki diplomasi tecrübesinin savaş tecrübesinden fazla olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bugün bize düşen, savaşların altındaki gerçek nedenleri bulmak, bunların yeni yetişen kuşaklar tarafından anlaşılarak çatışmaların nedenleri ve çözümlerini doğru yerde aramalarını sağlamaktır.”

Konuşmasında, bugün her iki ülke arasında bir yakınlaşma olsa da bilinç altımızda tarih derslerinde verilen bilgilerin olduğunu ve bunların anlaşmazlıkların gerçek nedenleri ya da nasıl çözüldüğünden ziyade düşman algısını güçlendirmek için yazıldığını belirtti. Türkiye’deki ders kitaplarında Rus yayılmacılığının öne çıkarıldığını, Rusya ders kitaplarından ise, Rusya’nın kendini koruma zorunluluğundan savaşların çıktığını ifade ederek, bu yargılar yerine çözüm odaklı bir anlayışla, çıkan sorunları diplomasi yoluyla giderebilecek kuşakların yetiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir. İki ülke de birbirine komşu olmaya devam edeceğinden ikili ilişkilerin iki tarafın hassasiyetlerini dikkate alan ve iki tarafından da kazançlı çıkacağı bir düzleme taşınması gerektiğini vurguladı.

 

19 Mayıs 2017

Yrd.Doç.Dr. Harun Ceylan

Doğum oranlarının azalması ve yaşam süresinin uzamasıyla birlikte dünya nüfusu hızla yaşlanmaktadır. Genel nüfus içinde yaşlıların oransal ve sayısal olarak artışını ifade eden bu süreç "yaşlılık" olgusunu sosyal politikaların merkezine taşımaktadır.

Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere nüfusun yaşlanması sorunuyla görece daha erken dönemde karşılaşmış olan ülkeler olmak üzere bugün dünya genelinde nüfus politikalarını belirleyen temel unsur nüfusun yaşlanmasıdır.

Her ne kadar Çin ve Hindistan gibi nüfus artışını kontrol etmek için politika geliştiren ülkeler mevcutsa da özellikle gelişmiş Batı toplumlarında önemli bir sorun olarak ortaya çıkan nüfusun yaşlanması sorununa karşı devletler nüfusu artırmaya yönelik politikalar uygulamaktadır. Ancak bu politikaların da yeterli olmadığı, gerek nüfus artış hızını kontrol etmek isteyen ülkelerde gerekse nüfusunu artırmak isteyen ülkelerde devletlerin istenen sonucu alamadıkları ve toplumsal dinamiklerin devletin uyguladığı sosyal politikalardan daha belirleyici olduğu görülmektedir.

Bu anlamda ülkelerin nüfus politikalarındaki farklılaşmanın temelinde ne vardır? Toplumsal bir sorun olarak ortaya çıkan demografik yaşlanmanın önüne geçmek mümkün müdür? , devletin ve toplumun geleceği açısından nüfusun yaşlanması ne gibi riskler barındırmaktadır? Gibi soruların önemi giderek artmaktadır. Zira bu süreci devlet ve toplumun geleceğinin nüfusun geleceğinden bağımsız olarak ele alınamayacağının bir göstergesi olarak değerlendirmek mümkündür. 

 

14 Nissan 2017

Dr. Kamalbek KARIMŞAKOV

Seminerde son yıllardaki göçmenlik alanında yaşanmakta olan değişiklikler üzerine yeni araştırmalar düzenlendi. Özellikle Kırgız göçmenlerinin gelirinin hangi amaçla harcanmakta ve ekonomiye ne gibi yarar getirmekte olduğu hususu üzerinde tartışıldı. Göçmenlerin gelirleri onların ailelerinin hangi tüketimleri için daha çok kullanılmakta olduğu sorusuna da değinildi. Onun yanısıra uluslararası örgütlerin Kırgızistan’ın göçmenlerinin paraları ile ilgili verdiği bilgileri temelinde düzenlenen ekonomik analizler açıklanarak katılımcılara önerildi. Konuşmacı: Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Finans ve Bankacılık Bölümü, Yrd. Doç. Dr. Kamalbek KARIMŞAKOV

 

16 Mart 2017

ORASAM ve Uluslararası İlişkiler Kulübü tarafından düzenlenen öğrenci seminerlerinde 16 Mart 2017 tarihinde Güney Kore Kırgızistan Büyükelçisi, Sayın JUNG BYEONG-HOO’yu konuk ettik. Kırgızistan’daki görevine iki yıl önce başlamış olan Sayın Büyükelçi, “Kırgızistan – Güney Kore İlişkileri” üstüne bir seminer verdi. Verdiği seminere Güney Kore’nin tarihinden başlayan Sayın Büyükelçi, Kırgız – Kore halkının aynı kökenden geldiğini vurgulayarak, iki millet arasında birçok benzerlikler olduğunu söyledi. Yaklaşık 20.000 Korelinin yaşadığı Kırgızistan’da 2008 yılında Güney Kore Büyükelçiliği açılana kadar ilişkiler ve işbirliği çalışmalarının çeşitli Kore merkez ve kurumları tarafından yürütüldüğü belirtildi. Büyükelçiliğin açılmasıyla iki ülke arasında çeşitli alanlarda birtakım işbirliği faaliyetleri gerçekleştirilmiştir: tarım alanında teknolojik, modern seraların kurulması; teknik yardım projelerinden seçimler için e-sandık sisteminin kurulması, Kırgız vatandaşları için elektronik kimliklerin yapılması vb. Bununla birlikte bu alanlarda uzmanlar yetiştirmek amacıyla Güney Kore Büyükelçiliğinin desteğiyle seminerler düzenlenmiştir.

Sayın Jung Byeong-Hoo, iki ülke arasındaki işbirliği çalışmalarında eğitim alanına önem verildiğini vurguladı. Son yıllarda Kırgız gençleri arasında Kore kültürünün popülerlik kazanması dolayısıyla Kore Diline ilginin arttığı ve Güney Kore Eğitim Merkezi’nde her dönem binden fazla öğrencinin Korece öğrendiğini belirtti. Güney Kore’de eğitim görmek isteyen Lisans, Lisansüstü ve Doktora öğrencilerine Güney Kore Cumhuriyeti burs imkanları sunmaktadır. Güney Kore’de çalışma imkanları hakkında ise Bilgi ve Danışmanlık Merkezi bilgi vermektedir. Her sene Mayıs ayında sosyal ve kültürel etkinlikler çerçevesinde Kore kültürünü tanıtmak için konserler, yarışmalar ve kermeslerin düzenlenmekte olduğunu belirtip, bu sene gerçekleşecek faaliyetlere Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi öğrencilerini de davet ederek Sayın Büyükelçi konuşmasını tamamladı.

 

9 Mart 2017

9 Mart 2017 tarihinde düzenlenen öğrenci seminerinde Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın (TİKA) Kırgızistan’daki Koordinatörü Evren RUTBİL “Kırgızistan’da TİKA Faaliyetleri” konusunda konuşma yaptı. Sözünde Sayın Evren Bey, Kırgızistan’ın 1991 yılında egemenliğine kavuşmasından sonra işbirliği çalışmalarını gerçekleştirmeye başlayan TİKA bugüne kadar çeşitli alanlarda destek sağlamakta olduğunu belirtti. Sayın Konuğumuz, kar amaçlı olmayan, Türkiye’nin Başbakanına dolayısıyla Türkiye’nin bütçesine bağlı olan TİKA’nın, kardeş ülkelere kalkınma yardımlarını yapmayı amaçladığını vurguladı. Sayın Koordinatör, Kırgızistan’da gerçekleştirilen en kapsamlı projelerden Devlet Tarih Müzesi’nin Tadilat Preojesi, Oş’ta hastane inşaatı, Nookat’ta Su Kanalı Projesi, Narın bölgesinde küçük klinikleri kurma projesi, Anne-çocuk sağlığı ile ilgili projeleri hakkında bahsetti. Bununla birlikte, kamu personellerini ve uzmanlarını eğitmek, donanım ihtiyaçlarını sağlamak gibi teknik yardımların, sosyal alanda da kadınlara, engellilere, işsizlere yönelik yardımların ve her türlü insani yardımların yapılmakta olduğunu söyledi. Seminer sırasında TİKA tarafından sağlanan desteklerin Kırgızistan’ın kamu kurumlarının talepleri ve sivil toplum kurumlarından gelen öneriler üzerine yapılmakta olduğu da belirtildi. Seminer programı, soru-cevap interaktif bölümüyle tamamlandı.

21 Şubat 2017

21 Şubat 2017 tarihinde Kırgızistan-Türkiye Manas Universitesinde Orta Asya Araştırmaları Merkezi (ORASAM) ve Uluslararası İlşkiler Kulübü tarafından “Summer Work and Travel” adlı seminer düzenlendi. Seminerin konuşmacısı olarak ABD Konsolos Yardımcısı Robert Grasso seminere katıldı. Seminerde “Summer Work and Travel” Programı’na nasıl başvurulacağı ve hangi şartların yerine getirilmesi gereketiği hakkında konuşuldu. Konuşmacıya gore, öğrencilerin bu programa katılabilmesi için aşağadaki şartların yerine getirilmesi gerekir: İngilizce konuşulan bir çevrede başarıyla etkileşim kurmak için yeterli derecede İngilizce bilgisi; ABD dışındaki akredite edilmiş Lisans öğretim kurumlarında tam zamanlı öğrenci olması; Lisans öğretim düzeyinde veya ona eşdeğer bir akademik kurumda en az bir dönemi tamamlamış olması; Vizesiz rejim uygulanan ülke vadandaşları gitmeden önce iş bulması şart; Bununla birlikte seminer surasında katılımcılar kendi sorularına cevap alabildiler. Program hakkında daha fazla bilgi için ABD Büyükelçiliği resmi web sitesin ziyaret ediniz http://bishkek.usembassy..gov/nivswt.html

Yrd.Doç.Dr. Altynbek JOLDOSHOV

10 Şubat 2017

Kırgızistan bağımsızlık kazanmasından sonra bir taraftan ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunların üstesinden gelmeye çabalarken, diğer taraftan da ulus-devlet inşaa süreci içerisinde ülke topraklarını sınırlandırma  ve işaretlendirme (demarcation) amacıyla komşu devletlerle sınır konusunda müzakereler yürütmeye başlamıştır.

Ancak gerek sınırlar konusundaki uluslararası anlaşmaların hayata geçmesinin zaman alması gerekse tarihi ve coğrafi temellerinin olmaması nedeniyle, Kırgızistan’ın topraklarını sınırlandırma ve işaretlendirme konusunda komşu devletlerle yaptığı müzakerelerde ciddi zorluklarla karşılaşmıştır. Dolayısıyla bu seminerde Kırgızistan’ın komşu ülkelerle olan sınır bölgesindeki topraklarını sınırlandırma ve işaretlendirme konusunda karşılaştığı/karşılaşacağı sorunlar değerlendirilmiş ve sorunun temelinde yatan nedenler analiz edilmiştir.

 

16 Ocak 2017

16 Ocak 2017 tarihinde Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Tesisler binasında ORASAM ve Uluslararası İlişkiler Kulübü tarafından düzenlenen öğrenci seminerinde Türkiye Cumhuriyeti Bişkek Büyükelçisi Sayın Metin KILIÇ, konuşmasını “Kırgızistan-Türkiye İlişkileri” konusunda yaptı.

Konuşmasında Sayın Büyükelçi, Türk Halklarının Orta Asya’da ortak tarihe sahip olduğundan, zamanla değişik koşullar nedeniyle bir kısmı Batıya yerleşerek Anadolu bölgesinde kendi devletini kurduğundan bahsetti. Bununla birlikte Sayın Büyükelçi, yüzyıllar öncesi kesilmiş olan tarihi ilişkilerin Kırgızistan’ın egemenliğini kazandıktan sonra yenilendiğinden söz etti. Dünya siyasetinde Türk Dünyası Devletlerinin önemi ve dış siyasette gelişimlerini sağlayacak yollar üzerine konuşma yaptı. Seminer öğrenciler ile interaktif sohbetle sonuçlandı.