Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev 16 Mayıs’ta Beyaz Saray’da bir araya geldi. ABD Başkanı Trump’ın davetiyle gerçekleşen Mirziyoyev’in ziyareti, Özbekistan’ın 2002’den sonra ABD’ye yaptığı ilk resmi ziyaret olarak kayıtlara geçti.

Görüşmede, 2002 yılındaki Stratejik Ortaklık Bildirgesini güncellemek için ikili ilişkilerin güçlendirilmesi iradesi ortaya konuldu. Orta Asya’da güvenliğin durumu, terörle mücadele, ticari anlaşmalar ve Özbekistan’da insan hakları konularını ele alan liderler, birlikte öğle yemeği yedi. Mirziyoyev, Amerika seyahati sırasında Dışişleri ve Savunma Bakanları ile Dünya Bankası yetkilileriyle de görüştü. Görüşme öncesinde ABD’nin beklentisi özellikle Afganistan sorunu konusunda Özbekistan ile iş birliği üstüne yoğunlaşıyordu. Afganistan’dan birlikleri çekmekte olan ABD, bölgede kalıcı bir barış ortamının oluşturulması için Taliban ile barış görüşmeleri başlatmak istiyor. Özbekistan ve ABD ilişkilerinin geçmişine bakıldığında ilişkiler genel olarak, ABD’nin Orta Asya’daki dış politikası, Afganistan sorunu, ekonomi ve insan hakları üstünde yoğunlaştı. ABD-Özbekistan arasındaki ilişkiler, 11 Eylül 2001 olayının ardından en üst düzeyine ulaştı. Washington’un Afganistan operasyonunu başlatmak için Özbekistan’da askeri üsse duyduğu ihtiyaç, güvenlik alanında iş birliği fırsatı doğurdu. Taşkent, ABD ve NATO güçleri için askeri üs veAfganistan’a transit koridorları sağlayarak, Orta Asya’da ABD’nin önemli bir ortağı konumuna geldi. Ancak Mayıs 2005’te Andican’da yaşanan trajik olayların ardından iş birliği sona erdi. Washington’un Özbekistan Güvenlik Hizmetleri’nin Andican’daki protestoculara karşı orantısız güç kullandığı yönündeki eleştirileri, Hanabad ABD üssünün kapatılmasına neden oldu. ABD’nin insan hakları ihlalleri suçlamalarıyla Özbekistan’a yönelttiği eleştiriler nedeniyle, ikili iş birliğinin diğer alanları da sekteye uğradı. Son yıllarda, eski Cumhurbaşkanı İslam Karimov’un döneminde iki ülke arasında yakınlaşma girişimleri başlamıştı. En etkili düşünce kuruluşlarından biri olan ABD’deki Carnegie Uluslararası Barış Vakfı ABD’nin insan hakları yerine ekonomik konulara yoğunlaşarak Özbekistan ile yakınlaşması gerektiğini savunuyordu. 2016 Eylül’ünde Cumhurbaşkanı Karimov’un ölümünden sonra Mirziyoyev’in yeni cumhurbaşkanı olarak göreve gelmesi ve bazı gözlemcilerin Özbek Baharı dedikleri reform dönemine geçilmesi ikili ilişkilerin resmen başlatılması için imkan doğurdu. Özbekistan’da tutuklu yirmiden fazla gazetecinin serbest bırakılması, Batıda çok eleştirilen çocuk işçilerin tarlada çalıştırılması engellenmesi gibi adımlar ABD’nin Özbekistan ile tekrar yakınlık kurmasını kolaylaştırdı. Özbekistan reformların ekonomik alanda devamı için dış yatırımlara gereksinim duyuyor. Bu nedenle ABD’nin etkisinin olduğu IMF ve Dünya Bankası gibi finans kuruluşlarının desteğini almak istiyor.